Ankara’da Sakarya Meydanı’nda toplanan sivil toplum kuruluşları son günlerde yaşanan gözaltılar ve tutuklamalara dair açıklama yaptı. Saray iktidarının siyasal alanı kendi çıkarına göre düzenlemek amacıyla harekete geçtiğini vurgulayan Emek ve Demokrasi Güçleri, operasyonların ve gözaltı ların toplumun tüm kesimlerine gözdağı verilmek amacıyla yapıldığını belirtti.

Ankara’da son günlerde yaşanan gözaltılar ve tutuklamalara dair basın açıklaması yapıldı. Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısı ile Sakarya Meydanı’nda toplananlar, Van Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyuma karşı direnirken gözaltına alınanların ve Antep’te süren direniş sırasında gözaltına alınan BİRTEK SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in tutuklanmasına ve 18 Şubat tarihinde düzenlenen ev baskınlarında HDK, SYKP, EMEP üyelerinin de yer aldığı sosyalistlerin gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
Eylemde Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri adına ortak açıklama okundu. Okunan ortak açıklamanın ardından HDK adına da bir açıklama yapıldı.
İktidarın topluma baskı, yoksulluk ve çatışma dışında vadedeceği hiçbir şey kalmadığını söyleyen Emek ve Demokrasi Güçleri, saray iktidarının siyasal alanı kendi çıkarına göre düzenlemek amacıyla harekete geçtiğini vurguladı. Operasyonların ve gözaltıların toplumun tüm kesimlerine gözdağı verilmek amacıyla yapıldığının altı çizilirken Başpınar işçilerinin ve Van’da kayyuma karşı direnen halkın direnişine de selam gönderildi.
Eylemde sık sık “Mehmet Türkmen yalnız değildir”, “Başpınar işçisi yalnız değildir”, “Birleşe birleşe kazanacağız!” sloganları atıldı.
Açıklamanın tamamı ise şu şekilde:
Türkiye emekçileri ve halkları son süreçte sermayedarların ve onların temsilcisi tek adam iktidarının dizginsiz saldırılarıyla karşı karşıya.
Yapılan operasyonda 10 ilde 52 kişinin gözaltına alındı.
İktidarın topluma baskı, yoksulluk ve çatışma dışında vadedeceği hiçbir şey kalmamıştır.
Bugün emekçilerin özgürleşmesi, demokratik bir toplumun inşası ve eşitlik mücadelesi için toplumun farklı kesimlerinden yükselen sesler ortak bir mücadele arayışında birleşmektedir. İşte bu birleşik mücadele, tek adam yönetiminin korkularını büyütmektedir.
Saray iktidarı, muhalefetin ortak hareket etme zeminleri geliştirmesinin karşısında yaşadığı panikle, elindeki devlet imkanları, kolluk güçlerini ve yargı düzenini, siyasal alanı kendi çıkarına göre düzenlemek amacıyla harekete geçirmiş bulunmaktadır.Operasyonlar, sadece gözaltına alınanlara değil, toplumun tüm kesimlerine bir gözdağı verilmek amacıyla yürütülmektedir.
Yerel seçimlerin ardından 11 ayda 11 belediyeye kayyım atayan, İstanbul Barosu’nu hedefe koyan ve dün Antep’te, işçi ve emekçilerin sefalet zammı dayatmasına karşı verdiği mücadeleye öncülük eden Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mehmet Türkmen’i tutuklayan politikayla, bu sabah İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturması kapsamında 10 ilde gerçekleştirilen operasyonlar aynı politikanın ürünüdür.
Gaziantep’te Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren tekstil fabrikalarındaki işçiler, yüzde 30’luk sefalet zammı dayatmasına karşı şubat ayı başında greve başlamıştı. AKP Milletvekili İrfan Çeliksaslan’ın sahibi olduğu Çelikaslan fabrikasında işçilerin direnişe geçmesi ve diğer fabrikalardan işçilere direniş çağrısında bulunması üzerine devletin bütün güç aygıtlarını işçilerin karşısına dikildi. Gaziantep Valiliği, 13 Şubat Perşembe günü, iş bırakılan fabrikaların bulunduğu OSB’yi de içerecek biçimde, 15 gün süreyle her türlü etkinlik ve eylemi yasakladı.
14 Şubat Cuma günü BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen sabah saatlerinde evinden gözaltına alınıp, basın açıklamasının yapılacağı Demokrasi Meydanı’na gitmesi engellendi. Engellemelere rağmen işçiler meydana çıktı, sefalet koşullarına teslim olmayacaklarını haykırdı. Gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Mehmet Türkmen, iki gün sonra 16 Şubat’ta, bu kez sendika binasında işçilerle toplantı halindeyken gözaltına alındı. Bugün ise ifadesi bile alınmadan, doğrudan tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilerek tutuklandı.
Geçtiğimiz günlerde tıpkı işçilerin iradesinin gaspına benzer şekilde Van halkının iradesi de kayyum atamasıyla gasp edildi. Seçimlerden bu yana hukuksuzca kayyum atanan belediyelere bir yenisi daha eklendi. Yüzde 55 oyla seçilen Van Büyükşehir Belediyesi Başkanı Abdullah Zeydan’ın yargılandığı davada 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılmasının ardından 15 Şubat günü yerine Van Valisi Ozan Balcı kayyum olarak atandı. Kayyum hukuksuzluğuna karşı gerçekleştirilen protestolarda içinde gazetecilerin de yer aldığı 127 kişi gözaltına alındı, birçok kişi darp edildi.
Son 10 yılda 150’den fazla belediyeye kayyum atanırken, 2017-2024 yılları arasında yaklaşık 159 bin işçinin grevi “erteleme” adı altında yasaklandı. Seçme ve seçilme hakkı gibi en temel demokratik haklar ayaklar altına alınırken, emekçilerin ekmekleri için mücadele hakkı da Cumhurbaşkanlığı kararnamaleriyle, valilik yasaklarıyla, yargı sopasıyla engellenmeye çalışıldı.
Kayyumlarla halkın iradesini gasp edenler, işçilerin grevini yasaklayanlar, sendikacıları tutuklayanlar aynı hukuksuz düzenin parçasıdır. Seçime girmesinde bir engel bulunmayan belediye başkanları seçim sonrası uydurma soruşturmalarla görevden alınıyor, yerlerine kayyum atanıyor. Halkın iradesi kayyumlarla çiğnenirken, işçilerin mücadelesi polis ablukasıyla, yargı eliyle bastırılmaya çalışılıyor.
Bugün aralarında siyasetçilerin, gazetecilerin, sanatçıların da bulunduğu 52 kişi gece yarısı operasyonuyla göz altına alındı. Tek adam rejimi, emeğe ve demokrasiye yönelik bu saldırılarla kendi hukuksuz düzenini dayatıyor. Emek mücadelesi ilerledikçe, tek adam rejiminin sopasına dönüşen yargının öncülüğünde gözaltılar, tutuklamalar gerçekleştiriliyor.
Ancak ne işçiler sefalet düzenine boyun eğecek ne de halkın iradesi kayyumlara, baskılara gözlatılara teslim olacak. Kayyumlarla halkın iradesini gasp edenler, işçilerin grevlerini yasaklayanlar, sendikacıları tutuklayanlar aynı baskı iktidarının sürdürücüsüdür. Bu hukuksuzluklara karşı birleşmekten, emekçilerin ve halkın iradesini savunmaktan başka çaremiz yok!
Mehmet Türkmen ve gözaltılar serbest bırakılsın! Başpınar işçilerin talepleri kabul edilsin! Antep Valiliğinin eylem ve etkinlik yasağı kaldırılsın!
Gözaltılar tutuklamalar baskılar bizi yıldıramaz!