Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Öykü: HOROZ

Tiren garı yalnızdı. Raylarda

Tiren garı yalnızdı. Raylarda kuşlar, gagalıyorlardı taşları. Gelen yoktu henüz, bekleyen de. İşi kolaydı diktatör amcanım, kimse kimseye güvenmezken. Devir lale devri değildi, çoktan bırakmıștı yerini lal devrine. Şiire benziyordu yakamızdaki fotoğrafı. Veremeyeceği en güzel şeyiydi kalemi. Saldılar Eskişehir’ den dokuz yıl sonra Gürleşen’ e haber: ” Aldı diplomasını Hasan.” Son dedikleri ilktir. Dertlilerin derdi vardır sevilecek, dertsizlerin neyi dinlenecek? Bir horoz uyanmayı hatırlatıyordu her sabah. Sevgisi yeten yeteni sevmeli. Pankarta şiir yazan imzasını atmalı, dokunanı da belli etmeli. Sahi cehennemi kaç dize söndürür? Ve kaç taş gerek ilan-ı reddiyeye? Harlanmalı her sabah inançlar. Hem gençtir aşk, hamı da güzeldir, olmuşu da. Utanırdı zenginlikten, bilirdi her kurușta ayıp olduğunu. Zamana bırakılanların kalmadı zamanı. Geç anladılar zaman denilenin zamansızlık olduğunu. Pezevenkli ilişkiler sıçratıyorlar al allı öykülere. Taze çimenlerin arasında arktan akan coşkulu dizeleriydi Hasan H. Gündüzalp’in. Gardaydı; bizden önce gelmiști gitmeye.